MÜSNED-İ HANBEL

BABLAR    KONULAR    NUMARALAR

SİYER

<< 3434 >>

87- Hendek, Kurayza Gazvesi ve Sa'd b. Muaz'ın Yaralanması

 

1. Hz. Aişe

 

- - (-)

25288 (1)- Hz Aişe anlatıyor: Hendek günü, savaşan halkın ardından gittim. Arkamdan ayak sesi geldiğini işittim. Dönüp bakınca, Sa'd b. Muaz ile kardeşinin oğlu Harise b, Evs'i gördüm. Sa'd'ın elinde kalkan vardı. Ben olduğum yere çöktüm. Sa'd b, Muaz'ın sırtında demirden yapılmış dar bir zırh vardı. Kendisinin kolları zırhtan dışarı çıkmıştı ve ben onun kollarından vurulmasından korkuyordum. Sa'd b. Muaz, halkın en iri yapılısı ve uzunu idi. Kendisi:

Biraz bekle, çarpışma zamanı gelir Hamel; Ölmek ne güzel, gelince ecel!

şiirini söyleyerek geçip gitti.

Ben kendimi bir bahçeye attığımda aralarında Ömer b. el-Hattab'ın ve üzerinde bir miğfer bulunan bir adamın da bulunduğu Müslümanlardan bir grubun olduğunu gördüm. Hz. Ömer bana: "Neden geldin, Allah iyiliğini versin! Vallahi, sen gerçekten çok cüretlisin! Sen bir felakete uğramayacağından emin olabilir misin?" deyip beni o kadar kınadı ki yer yarılıp yerin dibine geçmeyi isterdim. Miğferli zat, miğferini yüzünden yukarı doğru kaldırınca onun Talha b. Ubeydillah olduğunu gördüm. Hz. Ömer'e: "Ey Ömer! Allah iyiliğini versin! Sen bugün ne kadar çok şey söylüyorsun! Doğru ve isabetli görüşlülük veya Allah'a doğru kaçış nerede kaldı!" dedi.

Sa'd'ı Kureyş'ten, İbn Arika adında bir kişi: "Al! Ben Arika'nın oğluyum" deyip okla kolundaki can damarından vurup damarını kesti. Sa'd, Allah'a dua ederek: "Allahım! Beni Kurayza'nın akıbetini görüp gözüm aydın oluncaya kadar öldürme!" dedi. Beni Kurayza, Cahiliye döneminde Sa'd b. Mu'az ile anlaşmalı ve dost idi. Böyle dedikten sonra kolundan akan kan kesildi ve Allah bir rüzgar gönderdi. Bu şekilde Allah, müminlere savaşta kafi geldi. Allah çok güçlüdür, çok üstündür. Ebu Süfyan, Tihame kabilesine, Uyeyne b. Bedr b. Hısn ve beraberindekiler Necd'lilere sığındı. Beni Kurayza ise dönüp kalelerine sığındılar. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Medine'ye dönüp silahını bırakınca, Mescid'de ona bir çadır kurdurup, Sa'da da bir çadır kurulmasını emretti.

Cibril, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e gelip: ''Silahı bıraktın mı? Vallahi Melekler silahlarını bırakmadılar. Beni Kurayzalnın üzerine git ve onlarla sava{1 dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yola çıkmaya hazırlanmalarını emredip silahını alarak çıktı ve Beni Ganın kabilesine uğradı. Bunlar Mescid'e yakındı. Onlara: ''Size kim uğradı?'' diye sorunca, onlar: "Dihyetu'l-Kelbi uğradı" dediler. Dihye'nin sakalı ve yüzü Cibril'e benzerdi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Beni Kurayza'yı yirmi beş gün muhasara altında tuttu. Muhasara uzun sürüp Beni Kurayza zor durumda kalınca onlara: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hükmüne razı olun" denildi. Ebu Lubabe'ye damştıklarında onlara: "Hakkınızda boğazlanma hükmü verilir" anlamında eliyle işaret etti. O zaman: "İbn Mu'az'ın hükmünü kabul ederiz" dediler. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''0 zaman Said b. Muazlın vereceği hükme razı olun'' buyurdu ve Kurayza'lılar kalelerinden indiler

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Sa'd'ı çağırdı. Onu üzerinde liften yapılmış palan bulunan bir merkeple getirdiler. Kavmi etrafına toplanıp: "Ey Ebu Amr! Bunlar senin anlaşmalıların, dostların ve kötü zamanlarında yardımcılarındı ki bunu iyi bilirsin!" demeye başladılar ancak Sa'd, onlara cevap vermedi. Yurduna yaklaşınca kavmine dönüp: "Sa'd'ın Allah yolunda kınayanın kınamasını önemsemeyeceği zaman gelmiştir" dedi.

Sa'd, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanına vardığı zaman, Ebu Said şöyle dedi: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Kalkıp efendinizi (merkebinden) indirin'' buyurdu. Hz. Ömer: "Bizim efendimiz Allah'tır" deyince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Sa'd'ı indirin '' dedi ve sahabe onu (merkebinden) indirdi.

Hz. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Sa'd'a: ''Bunlar hakkında hüküm ver'' deyince Sa'd şöyle dedi: "Ben onlar hakkında: savaşçılarının öldürülmesi, hanımları ve çocuklarının esir edilmesi ve mallarının paylaştırılması hükmünü verdim." Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Sen onlar hakkında Allah'ın ve Resulünün hükmüyle hüküm verdin'' buyurdu. Sonra Sa'd, Allah'a şöyle dua etti: "Allahım! Eğer Nebi'in ve Kureyşliler arasında yapılacak savaş kalmış ise beni hayatta bırak ki, onlarla senin yolunda cihad edeyim. Eğer aralarında savaşı kaldırmış isen beni huzuruna aL." Sa'd'ın, iyileşip sadece bir yüzük kadar kalan yarası açıldı.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dönünce Sa'd da Mescid'de kendisi için yapılan çadırına döndü. (Hz. Aişe) der ki: Vefat edeceği zaman, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Ebu Bekr ve Ömer, Sa'd'ı ziyaret ettiler. Canım elinde olana yemin ederim ki; ben odamdayken Ebu Bekr'in ağlamasını Ömer'in ağlamasından ayırt edebiliyordum. Onlar Allah'ın buyurduğu gibi:

"Birbirlerine karşı merhametlidirler"[Fetih 29] Alkame der ki: Hz. Aişe'ye:

"Anneciğim! (Peki bu durumda) Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) nasıl yapardı?" diye sorduğumda şu karşılığı verdi: "Hz. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kimsenin ölümüne ağlamazdı, ama üzüldüğünde sakalını tutardı."

 

[Sahih]

 

Heysemi (10155) der ki: "Hadisi Ahmed rivayet etmiş olup senedinde Muhammed b. Amr b. Alkame bulunmaktadır ki; bu ravinin hadisi hasendir. Diğer ravileri, güvenilir kimselerdir. "

 

 

 

25289 (2)- Hz. Aişe der ki: Hendek günü, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dönüp silahlarını bırakarak yıkandığı zaman Cibril başı toz içinde gelip: "Silahı bıraktın mı? Vallahi daha ben silahı bırakmadım. Onlara karşı çık!" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Nereye (karşı savaşacağız?) '' diye sorunca Cibril: "Şuraya" deyip Beni Kurayza'yı işaret etti. Bunun üzerine Hz. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Beni Kurayza'nın üzerine yürüdü. Hişam der ki: Babamın söylediğine göre Kurayzalılar, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in hükmüne razı oldular, ama o, hüküm vermeyi Sa'd'a bıraktı. Sa'd: "Ben onlar hakkında, savaşçılarının öldürülmesi, hanımları ve çocuklarının esir edilmesi ve mallarının paylaştırılması hükmünü verdim" dedi. Hişam der ki: babamın söylediğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Sa'd'a: ''Sen onlar hakkında Allah'ın hükmüyle hüküm verdin" buyurdu.

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Buhari 7/411(4122) rivayet etti.

 

 

 

25290 (3)- Hz. Aişe der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Hendek savaşını bitirince banyaya girip yıkandı. Bu sırada Cibril geldi. Ben onun başındaki tozları kapı aralığından gördüm. Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Muhammed! Silahlarınızı bıraktınız mı? Biz henüz silahlarımızı bırakmadık. Beni Kurayza'nın üzerine yürü" dedi.

 

[Sahih]

 

 

 

25291 (4)- Hz. Aişe der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Hendek savaşını bitirince yıkanmak için banyaya girdi. Bu sırada Cibril geldi. Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Silahlarınızı bıraktınız mı? Biz henüz silahlarımızı bırakmadık. Beni Kurayzanın üzerine yürü" dedi. Ben hala Cibril'in başındaki tozları kapı aralığından görür gihiyim.

 

[Sahih]

 

 

 

25292 (5)- Hz. Aişe der ki: "Sa'd, Hendek günü yaralandı. Onu, Kureyş'ten Hibban b. el-Arika adındaki bir adam okla kolundaki can damarından vurdu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onu ziyaret edebilmek için kendisine Mescid'de bir çadır kurdurdu."

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Buhari 1/556 (463), Müslim 3/1389 (1769), Ebu Davud 3/186 (3101) ve Nesai 2/75 (710) rivayet ettiler.

 

 

2. Cabir b. Abdillah

 

- - (-)

25293 (1)- Cabir anlatıyor: Hendek savaşında Sa'd b. Muaz kolundaki can damarından darbe aldı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onu ateşle dağlayarak tedavi edince, Sa'd'ın kolu şişti. Sonra kanı tekrar bıraktı, sonra tekrar dağlayarak tedavi etti, fakat eli yine şişmişti. Sa'd bu durumu görünce şöyle dedi: "Allahım, Beni Kurayza'ya karşı yüzümü güldürmeden canımı alma." Bunun üzerine Sa'd'ın damarından akan kan kesildi. Kurayza oğulları onun hükmüne uymak üzere gelinceye kadar hiçbir damla akmadı. Sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendisine haber gönderdi, o da şöyle hüküm verdi: "Erkeklerin öldürülmeleri kadınların sağ bırakılarak Müslümanların kendilerinden çeşitli hizmetlerde yararlanmaları." Bunun uzerıne Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bunlar hakkında Allah'ın hükmüne isabet ettin'' buyurdu. Bunlar dört yüz kişiydiler, bunların öldürülme işlemleri bitirilince Sa'd'ın damarı patladı ve kan kaybından öldü.

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Darimi (2509), Tirmizi (1582) ve Nesai es-Sünenu'l-kübra'da (8626) rivayet ettiler.

 

 

 

25294 (2)- Cabir der ki: Sa'd b. Muaz kolundaki can damarından darbe alınca, Resulullah (s.a.v.) onu okun demiriyle dağlayarak tedavi edince, Sa'd'ın kolu şişti. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Sa'd'ın kolunu ikinci defa dağladı.

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Müslim (2208) rivayet etti.

 

 

3. Ebu Said el-Hudri

 

- - (-)

25295- Ebu Said der ki: Kurayza Yalıudileri Sa'd b. Muaz'ın vereceği hükme razı olunca Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelmesi için haber gönderdi. Sa'd bir merkep üzerinde görününce Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Efendinize -veya- en hayırlınıza kalkın'' buyurdu. Geldiğinde ona: ''Bunlar senin vereceğin hükme razı oldular'' buyurunca, Sa'd: "İçlerinden savaşabilecek olanları öldürmene, çoluk çocuklarını da esir almana hükmediyorum" dedi. Hz. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Tek hükümran olan (Allah) lın verdiği hükmün aynısını verdin'' buyurdu.

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: İbn Sa'd (3/424) rivayet etti.

20960 (l)'de tekrar etmiştir.

 

 

4. Zübeyr b. el-Avvam

 

- - (-)

25296 (1)- Abdullah b. ez-Zübeyr der ki: Hendek savaşının olduğu zaman ben ve Ömer b. Ebi Seleme, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in hanımlarının bulunduğu Hassan'a ait köşkteydik. (Duvarın üzerinden dışarıya bakmak için) bazen Ömer beni kaldırıyor, bazen de ben onu kaldırıyordum. Ömer beni kaldırınca, Kurayza oğullarına doğru giden babamı görüyordum. Hendek günü babam Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile beraber savaşıyordu. Hz. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Kim Kurayza oğullarına gidip onlarla savaşır?'' demişti. Babam geri dönünce ona: "Babacığım! Vallahi, Kurayza oğullarına doğru giderken seni görüyor ve tanıyordum" dedim. Babam: "Evladım! Vallahi, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) annesini ve babasını da zikrederek bana: ''Anam babam sana feda olsun'' diyordu" karşılığını verdi.

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Buhari (7/64-65) rivayet etti.

 

 

 

25297 (2)- Abdullah b. ez-Zübeyr der ki: Hendek savaşının olduğu zaman ben ve Ömer b. Ebi Seleme, kadınlarla beraber kalmıştık. Baktığımda, babamın, atın üzerinde iki veya üç defa Kurayza oğullarına doğru gidip geldiğini gördüm. Döndüğünde: "Babacığım! Gidip geldiğini gördüm" deyince, babam: "Beni gördün mü, evladım?" karşılığını verdi. Ben: "Evet" cevabını verince ise şöyle dedi: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Kim Kurayza oğullarına gidip onlarla ilgili haber getirir?'' deyince ben gidip onlarla ilgili haber toplayıp döndüm. Hz. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) annesini ve babasını da anarak: ''Anam babam sana feda olsun'' buyurdu.

 

[Sahih]

 

 

5. Cabir b. Abdillah

 

- - (-)

25298- Cabir b. Abdillah der ki: Hendek savaşında durum çetin olunca Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Kurayza oğullarından bize haber getirecek bir adam yok mudur?'' buyurdu. Bunun üzerine Zübeyr kalkıp gitti. Sonra onlardan haberle geri geldi. Durum bir daha çetin olunca ... Böylece bu, üç defa tekrarlandı. Sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Her Nebi'in bir havarisi vardır, benim de havarim Zübeyr'dir'' buyurdu.

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Buhari (2846, 2847, 2997, 3719, 4113, 7261), Müslim (6322-3), İbn Mace (122) ve Tirmizi (3745) rivayet ettiler. 13192 (1)'de tekrar edecektir.

 

 

6. Enes b. Malik

 

- - (-)

25299- Enes b. Malik der ki: "Cibril'in, Ganın oğulları sokağından geçtiği sırada yükselen tozunu bugün bile hala görür gibiyim."

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Buhari 7/407 (4118) rivayet etti.

 

 

 

25300- Hz. Aişe der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Kurayza oğullarından sadece bir kadını öldürtmüştür. Vallahi, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) (Kurayza oğullarının) erkeklerini çarşıda öldürtürken bu kadın benim yanımda, katıla katıla gülüyordu. Derken, bir ses: "Falanca kadın nerede?" diye kadının ismiyle seslendi. Kadın: "Benim" cevabını verince, ben: "Yazık sana, bu halin ne?" diye sordum. Kadın: "Öldürüleceğim" cevabını verince, ben: "Neden?" diye sordum. Kadın: "Yaptığım bir şey sebebiyle" cevabını verdi. Kadın götürüldü ve boynu vuruldu. Vallahi, o kadına olan şaşkınlığımı hala unutamıyorum. çünkü öldürüleceğini bildiği halde katıla katıla gülüyordu.

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Ebu Davud 3/54 (2671) ve Hakim 3/35-36) rivayet ettiler.

 

 

8. Atiyye el-Kurazı

 

- - (-)

25301- Atiyye el-Kur azi der ki: "Kurayza günü Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in huzuruna çıkarıldık. Etek kıHarı çıkan öldürüldü, çıkmayan ise serbest bırakılıyordu. Ben, çıkmayanlardan olduğum için serbest bırakıldım."

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Darimi (2464), Ebu Davud (2541-2), Tirmizi (1584) ve Nesai (5/155) rivayet ettiler.